Müvekkil Girişi

Şifremi Unuttum

Müvekkil Şifremi Unuttum

Doğrulama Kodu

HaberlerAym'den Önemli Hmk Kararı

Anayasa Mahkemesi 10.2.2016 tarihli toplantısında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesinin (1) numaralı fıkrasının, verildiği anda kesin olan görevsizlik veya yetkisizlik kararlarında, tarafların kararın verildiği tarihten itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesini düzenleyen birinci cümlesinde yer alan “…bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten…” ibaresinin iptaline karar vermiştir.


İtiraz Konusu Kural

İtiraz konusu kuralın da yer aldığı 6100 sayılı Kanun’un 20. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği, aksi takdirde, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır. İtiraz konusu kuralı anılan fıkrada yer alan “…bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten…” ibaresi oluşturmaktadır.

Başvuru Gerekçesi

Başvuru kararında özetle mahkeme tarafından duruşma açılmasına ve tarafların çağrılmasına gerek görülmeksizin dosya üzerinden, tarafların yokluğunda yetkisizlik kararı verilebildiği, bu durumda karar yoklukta verildiği için tarafların karar içeriğinden haberdar olmalarının mümkün olmadığı, tarafların yokluklarında kesin olarak verilen söz konusu kararlarda iki haftalık sürenin kullanılamayacağı ve davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği, taraflar için Kanun’un vermiş olduğu sürenin haberdar olmadıkları kararın verilme anından başlatılmasının, hak arama özgürlüğünü ortadan kaldırdığı belirtilerek kuralın, Anayasa’nın 36. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesine göre, kamu düzenine ilişkin olan görevsizlik veya kanunda uyuşmazlığın sadece o yer mahkemelerinde görüleceğinin belirtildiği kesin yetki kurallarının varlığı halinde, görevsizlik veya yetkisizlik kararları davanın her aşamasında mahkemece resen ya da taraflardan birinin itirazı üzerine verilebilmektedir. Bu kararlar, duruşmada taraflardan birinin ya da her iki tarafın yokluğunda verilebileceği gibi mahkeme tarafından Kanun’un 320. maddesi gereğince taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden de verilebilmektedir. Bu şekilde verilen görevsizlik veya yetkisizlik kararlarının itiraz konusu kural gereğince tebliğ veya tefhim edilmesi aranmadığından, tarafların verilen kararları öğrenme imkânı son derece sınırlı olmaktadır.

Bu hallerde verilen kararı öğrenme imkânı olmayan tarafların, dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etme imkânı da bulunmayacaktır. Bu durumda ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle tarafların, dosya kendisine gönderilen mahkemede görülecek davanın, ilk davanın devamı sayılma hakkından yararlanamayacağından usul hukuku anlamında hak kayıpları yaşayacağı kuşkusuzdur. Zira davacı davasını yeniden harç ödemek suretiyle tekrar açmak zorunda kalacak, görevsiz veya yetkisiz mahkemede dava açılması ile kazanılmış olan zamanaşımının kesilmesi, hak düşürücü sürenin korunması gibi haklar ile bu mahkemeler tarafından verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacizler ortadan kalkacaktır. Bu bağlamda tarafların henüz varlığından haberdar olmadığı bir kararın verildiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvurmadığından bahisle verilecek olan davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karar, ortaya çıkardığı hukuki sonuçlar itibarıyla hak arama özgürlüğünü amacını aşacak şekilde sınırlandırmaktadır.

Ayrıca dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilebilmesi için kararın verildiği tarih esas alınarak tebliğ veya tefhim öngörmeyen kuralın, mahkemeye ulaşmada açık, pratik ve etkili bir fırsat sunduğu da söylenemez. Dolayısıyla kuralla mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlama, hak arama özgürlüğüne ilişkin hakkın Anayasa’da ifade edilen sınırlarını aşmakta ve bu hakkın kullanılmasını önemli ölçüde zorlaştırmaktadır. Kuralla bireylerin mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlama demokratik toplum düzeninde gerekli olmayan ölçüsüz bir sınırlama niteliğinde olduğundan Anayasa’ya aykırıdır.

Sonuç olarak Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırı bulunan 6100 sayılı Kanun’un 20. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten…” ibaresinin iptaline ve iptal hükmünün, kararın Resmî Gazetede yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.


23/02/2016 - hukukihaber.net